ENDİŞE-1
Endişe temel yedi tane psikolojik hastalıklardan bir tanesidir. Endişe olmazsa insan insan değildir. İnsanı diğer mahlukatlardan ayıran en belirgin özellik endişedir. Endişenin tek yönü vardır, istikbaldir..mazisi yoktur. Mevcudat içinde, varlıklar içinde meleklerde dahi yoktur. İnsanı imtiyazlaştıran bir histir ama insanı en dibe götüren de bir histir. Bunu bildiğin zaman, istediğin gibi kontrol edebiliyorsun. Psikolojideki kaygı bozukluğu budur. Temelde vesvese kalbidir. Kalpte: dimağ, vicdan, latife-i insaniye ve lümme-i şeytaniye var.
Dimağ kalbin bir şubesidir. Makes-i efkardimağ. Mazhar-ı hissiyatvicdan.
Kalbin iki tane ayağı var: Biri vicdan, birisi dimağ. Bunlar kalbin şubesidir, kalpten ayrı çalışmaz.
Kalbin içerisinde vicdan var. Vicdanın içerisinde dört veri tabanı var: İrade, Zihin, His, Latife-i rabbaniye.
Kalpte dört veri tabanı var: Dimağ, vicdan, latife-i insaniye, lümme-i şeytaniye.
Lümme-i şeytaniyeden vesvese çıkıyor. Vesvesenin çıktığı yer bu.
Endişenin çıktığı yer ise kalbin içerisinde vicdan, vicdanın içerisinde irade, zihinden sonra gelen “his”ten çıkıyor.
Endişenin ifratını şeytan kullanıyor, tefritini nefs-i emmare kullanıyor, vasatını ise sünnet-i seniyye kullanıyor.
Endişenin tefriti: nefs-i emmaredir. Nefs-i emmare kullanıyor. Bedensel hayata gömülmektir. Hayat bitmiştir onun için, hayatın tadı yoktur ikide bir intiharı düşünür.
İfratı ise şeytandandır. Her şeyin ifratı şeytandandır. Her şeyin tefriti nefs-i emmaredendir. Vasatı sünnettendir.
Endişeyi en iyi bloke edenler; ilmin dışında, sünnet-i seniyyenin içerisinde, iman, dua, teslim, tevekkül ve tefekkürdür...bloke ediyor. İyi değilim dediğin zaman hemen o anda bir dua edebilirsen, hemen bloke eder. Endişeyi insanlıktan kaldırırsan, insanlık donuk olur. Ne fikir ne his hiçbir şey hareketlenmez. İnsanlığı aktif eden endişedir. Endişenin yönü geleceğe bakar: Kabirden, evlenmekten, sağlığından, endişe eder. Korkularda gelecektir yani geleceği yorumlayamamaktan, puslu ve sisli görmekten, dumanlı görmekten, izah edememekten kaynaklanıyor. İman-ı bil ahiretin zaafından geliyor. Endişeyi sen kendi haline bırakırsan ya nefs-i emmare kullanır ya da şeytan kullanır.
İslam hukukunda: sarhoş hiçbir şey hatırlamıyor. O halde iken boşama yapsa karısı şeran boştur. Ama hiçbir şey hatırlamıyorum ben, sarhoş iken yaptım dese...Neden sarhoş oldun?
Ama doğal olarak yani tuğla düşse kafasına, kendi ihtiyari ile olmamış, kafası gitse, boş dese boş olmuyor. Çünkü ihtiyari ve ihtiyarsız fiilleri islam nazara almış.
Endişe geleceğe ait bir histir. Geçmişe değil. Gelecek ile alakalıdır. Geçmiş ile alakası yok. Yönü, kıblesi gelecektir.
«Bir vakit ihtiyarlık, gurbet, hastalık, mağlubiyet gibi vücudumu sarsan arızalar, bir gaflet zamanıma rastgelip, şiddetle alakadar ve meftun olduğum vücudumu, belki mahlukatın vücudlarını “ademe gidiyor”diye elim bir endişe verirken» (Lemalar-256)
Ölüm korkusu, ölüm korkusundan gelmiyor. İhtiyarlık, gurbet, hastalık, mağlubiyetten geliyor. Bu 4 tane özellik insanın vücudunu sarsarak olumsuz fikirlerin gelmesine zemin oluyorlar. İnsanın hislerinin ve düşüncelerinin değişimine sebebiyet veriyorlar. Aynı zamanda endişelerin de zeminidir bunlar. Endişe zahirde ömrüne, hayatına zeval gelecek gibi düşüncelerden geliyor gibi gözükür iken aslında aklın ihata ve kavrayıp ifade edemediği ademden geliyor. İnsan ruhuna aşağıdan tanımlayamadığı, izah edemediği korkunç bir tazyikat var. Mekansız mekan, zamansız zaman, varlıksız varlık denilen bir şey ruhu rencide ediyor, ruhu sarmalamış. Kendisi yok, tesiri var. Ruh sisteme müracaat ediyor: Akla gidiyor ve diyor ki bunu çöz bizi rahatsız eden bu şey nedir? Akıl tamam efendim diyor. Çünkü akıl bir hizmetkardır, alettir.
Akıl bunu araştırıyor. Akıl, ilişki ve çelişkileri çözer. Ruhu sarmalayan, azabına sebep olan varlık varlıksız, mekansız, sıfatsız, konumsuz..bulamıyor…«bulamadım ben bunu» diyor. Ruh diyor ki: Bulamadın ama biz korkunç azab çekiyoruz. Ve akıl bakıyor o azaba, neye benziyor diye. Sisteme giriyor, bu azabı tanımlayacak, buna benzeyecek ölüm korkusunu getiriyor, «budur» diyor. Oysa akıl acizliğinden, çözemediğinden ölüm korkusunu çıkarmış. Halbuki temel ruhu sarmalamış o şey “adem”dir. Ademi izah edememe acizliğinden ortaya koyduğu, ona yakın olan, benzeyen his…
Korku aklidir, havf kalbidir. Bir histir yani… Ademi ifade edemeyen akıl, ölüm korkusunu ona eş tutup ruha diyor ki budur. Oysa ölüm korkusu ademden gelen korku. Adem ne ile çözülüyor? İman ademin de arkasına geçiyor. Hayatı ne kadar seviyor isek ölüm o kadar acı oluyor. Hayatı sonlandırıyor. İman ise sonun sonu olduğundan, ölümü de bloke ediyor. Çünkü iman, iman-ı bil ahirettir, en sondur. Ahirete iman, sonun sonu. Ölüm ise hayatın sonu. Ölüm dünyanın sonu, ahirete iman ise sonun sonu. O zaman onu bloke ediyor. İman-ı bil ahiret ölümü ortadan kaldırandır. Nereye iman ediyorsanız, ruhunuz da onun ile beslenecektir. Allaha iman ettin ise Allahın nuru ile ruhun gıdalanacak. Ahirete iman ettin ise daha dünyada iken ruhun, ahiretin nuruyla, feyziyle, ziyasıyla feyizlenip teali edecek burada oraları yaşama halet-i ruhiyelerine sahip olacaksın. Yokluğa iman ettinse, inkar, yeis ile kimsesizlik ile sahipsizlik ile ve de adem alemlerinin her çeşidini tadacaksın daha dünyada iken.. Nereye iman ediyorsanız, Allah onun ile size cevap veriyor. Ölümü öldüreceğim, iman-ı bil ahiret ile… İman-ı bil ahiret ölümün ölümüdür. İman terakki ettikçe öyle bir şey yoktur. Çünkü burada orayı yaşıyor adam. Akıl ademi yorumlayamadığından insanın önüne endişeyi koymak zorunda kalıyor. Endişe görünmeyen, yorumlanamayan gelecekten ve de ihata edip, izah edilemeyen ademi tehditden ileri geliyor.
Derd-i maişet insana endişe veriyor, derd-i maişet de istikbale ait bir histir. Derd-i maişet, insana endişe doğuruyor. Peki, derd-i maişet endişesi niçin çıkıyor? Allahın rezzakiyetine itimatsızlıktan geliyor. Zaaf-ı imanımızdan kaynaklanıyor. İnsanların Allaha imanlarında sorunları yoktur, Allahın rububiyetinde sorun yaşıyoruz. Allaha pek güvenemiyoruz. Teslimiyet yok.
S:Ölüm var…
C:Allahım var.
S:Ne olacak ekonomi?
C: Allahım var… Beni yarattı mı? İş onun…
Endişenin ifratı, hastalığın zemini. Tefriti yaşadığının farkında olmamak. Vasatı ise canlı yaşamanı sağlar.
Ölümden kim korkar? Yaşadığını fark eden. Bu yüzden ölüm korkusu nimettir. Ölüm korkusu, yaşayanlarda olur.
Adam yaşıyor, yaşadığını bilmiyor. Yaşadığını fark edenlerde ölüm korkusu olur.
Yaşadığını fark etmeyince ölüm korkusu olmaz ki...
« Menfaat-i dünyeviye, çok ehl-i hakikati, ehl-i tarikatı dahi bir nevi rekabete sevk ettiği için endişe ederim » (Kastamonu L.209)
Rekabet endişenin ifrat modunu aktif ediyor. Rekabeti olanın endişesi fazla olur. Cahil ve muhakemesizler taassup ehli olur. Taassup ehli kimdir? Zahire kanaat edendir. Zahire kanaat eden kimdir? İmanı zahir olandır. Tahkiki imanı değil, taklidi imanı olan. Üstad diyorki: Cehaletten ve ademi muhakemeden çıkan taassup. Taassup ademi muhakeme (yani muhakeme edememekten) ve cehaletten geliyor. O da nedir? İnsanın kendisini zahir ile ifade etme kanaatından geliyor. Batına geçememiş. Batına geçemeyen herkeste taassup olur. Tarafgirlik olur…
« Yalnız ehemmiyetli bir endişe ve bir teselli kalbime geliyor ki » (Emirdağ-1, L. 58)
Endişe de histir, teselli de histir. Endişenin karşısına teselliyi koyacaksınız. Üstad diyor ki: Siz birbirinize karşı tesellici olun. Yani endişeyi ortadan kaldıran bir sebep, tesellidir. Endişenin karşısına teselliyi koyarsan endişe vasata gelir.
Endişenin ifratı şeytandan, tefriti nefs-i emmareden, vasatı sünnet-i seniyyedendir. Endişenin bir sebebi rekabettir. Menfi rekabet.. Endişeyi ortadan kaldıran, bloke edenlerden birisi de tesellidir.. Endişe büyük bir nimettir. Endişe melekler de dahil, diğer mahlukattan insanı ayırt eden en büyük alamettir.Endişe insanlara mahsustur. Fikriyatı ve hissiyatı ve latifelerimizi donukluktan aktifliğe geçiriyor. Aktif ediyor. Ölüm korkusu olmasaydı, çare olmazdı.
Hastalık endişesi olmasaydı, aktif olmazdın.
« Demek telaş etmişsiniz, onun için göndermediniz. Endişe edilecek bir şey yok » (Emirdağ-1 L. 80)
Endişe, teselli, telaş bunlar histirler. Bunları vasata taşıyacak dimağ bütünlüğüdür.
Dimağda 7 mertebe var: Tahayyül, tasavvur, taakkul, tasdik, izan, iltizam, itikad.
Endişeyi, teselliyi, telaşı vasata getiren dimağ bütünlüğüdür. Dimağ değirmen gibidir. Değirmende bir sabit taş vardır..onun üzerinde de bir taş vardır devamlı döner....ortasına mısır atmadın mı taş gürültülü ses çıkartır.. ama mısırı attın mı ses yumuşar...boşken taş taşı yiyiyor..ama mısır atarsan...sesi değişiyor..çünkü iki taş arasında malzeme var. Aynı bunun gibi dimağımızda böyle 7 tane taş var...içinde hiç tane yok yediside boş.. nasıl çalışır…? ilim denilen taneyi atmasan kafa kafayı yer.. kendinle meşgul olmak kendinle savaşmak.. çok zordur.. ondan yoruluyoruz. Allah, aklı ilim ile yapmıştır. Akıl, alettir. Bu alete ilim atacaksın. Tane ilimdir. Üstad akıl ve kalp için cihaz-ı insani diyor. Allah bunu ilmi ile yapmış. Subuti ve Zati sıfatı düşünün, şuunatı düşünün “akıl” diye Allahın böyle bir subuti sıfatı var mı ? İlim.. İlim.. İlim canlı ve ruhludur. Allah, ilmi ile yapıyor aklı. Araba akıldır, dimağdır. Şoför ilimdir.
Eğer aklınıza kendinizi teslim ederseniz vay halinize… Akıl neden senin dertlerini sana getiriyor? Hani sana hizmetçi idi? Neden bütün olumsuzlukları, bütün unuttuklarını, bütün ölüm versiyonlarını sana getiriyor? İlmin ile bloke edeceksin. Akıl bir alettir. Nefis ve şeytan onu kullanıyor. Kullandırtma! Endişenin karşısına teselliyi koy, telaşın karşısına akli bürhanları, delilleri koy, vasata gelir.
« Birbiriyle tam imtizaç edemediklerinden endişe ediyorum. » (Emirdağ-1 L. 89)
Endişe histir. Endişe hissi de dimağ kontrolünde olur ise kişi rahat eder. Çünkü hissin, aklı yoktur. His aynı zamanda ruhtan uyanan enerjidir. His ruhun aktifliğinden dışarıya kendisini ifade ettiği bir enerji partikülleri, parçacıklarıdır. Ruhî tefekkürle, konsantreyle, yoğunlaşarak ortaya çıkan bu tarafa alem-i şehadete aldığımız enerji paketinin dindeki adı “his”dir. Beden de ki adı ise enerjidir. His bağdır, enerjidir. Hissin aklı yoktur. His ruhtan uyanan enerjidir. İnsanı sarmalayan histir. Ruhun, halet-i ruhiyelerin, uyanmasından ortaya çıkan kontrolsüz enerjidir, güçtür. Bunun ne hedefi var ne de aklı var. Bunun karşısına delili akli bürhanları koyacaksınız. Endişe, akli melekeye fikir yolu bulamamasıdır. Aklın doğru malzemeleri olmamasından dolayı kaynaklanıyor, dane atılmamış değirmen taşları birbirini yiyiyor. Dimağa için tıb der ki: akıl var diğerleri detay.
Üstad diyor ki: hayır, 7 tane mertebe var. Bir tanesi akıldır.
ENDİŞE KİMLERDE OLMAZ?
« Feyzi ve Emin’in tebrikli mektubu ve Feyzi’nin malum hadisede hiçbir endişe verecek bir hal vuku’ bulmadığını, bilakis bir teşvik kamçısı hükmüne geçtiğini yazması, bizim endişemizi izale etti. » Emirdağ-1 L.96)
İşini yapıp, Allah’ın işine karışmayanlarda endişe olmaz. İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza ediyor. Bu sistemi çalıştıranlarda endişe olmaz. Yani, endişe ettiğin zaman, korku anında, telaş edince, kaldırıp elini dua edebiliyor musun? Dua, sırr-ı ubudiyettir. Ruhu, bedenden çıkarmaktır. Ruhu bedene hakim etmektir.
Burada, oraya uygun yaşayanlarda endişe olmaz.
İçsel aleminin, harici hadiselerden sirayet edeceğini bilenlerde endişe olmaz. Mesela sigara içmediğin halde sigara içen kimsenin yanında oturur isen, üzerine sigaranın kokusu siner. Olumsuz insanların ruhları, fikirleri, düşünceleri, hisleri o konuşmasa bile dikkat edin sirayet eder endişesi ile bulunun.. Aktarılıyor. Sahabe, Allah Resulünün nereye gittiğini, bıraktığı kokuyla tanırdık diyor. Hayvan bile koku ile avına gider. İmam Rabbani der ki: Bir kitabın her tarafı hak ve doğru olsa, yazan fasık olsa okumayın onun kitabını, size sirayet eder fıskı.. Onun için nur talebeleri eline geçen her kitabı okumaz…
Yorumlar
Yorum YapS.A. Sıkılmıyoruz sevgili hocam neden sıkılalım, sabaha kadar dinleriz. Ben ki, senelerce bu ruhi hastalığın ızdırabını çekmişim, benim için tam bir reçete, Allah razı olsun öyle istifadeli oluyor ki anlatamam. Modern psikiyatri sıkıntıların zahirde sadece üstünü örtüyor, kalıcı bir çözüm yok işte kalıcı çözüm işletim sisteminin şifrelerini çözmekte. Ayrıca böyle bol notlu anlatım çok güzel olmuş. Maşallah...
03.01.2017sayın editör bi ara derslerin altına dersin içeriğini kısaca özetleyen not yazılıyordu çok başarılı ve faydalıydı niçin vazgeçildi lütfen tekrar böyle bir çalışmanız olabilirmi Allah razı olsun ...cevap yazarsanız sevnirim
07.09.2015Allah razı olsun.Maşallah...Barekallah..
20.08.2015Elfu elfi amin.sevgili yegenim.Rabbim Raziyiz senden,sende razi ol bizden.
17.08.2015Çok değerli Hasan Abim Öncelikle ALLAHım sizden ebeden ve daimen razı olsun. Her daim varlığınıza ve sizi tanıdığıma şükrediyorum. Abim anladığım o ki ALLAHım hiç bir şeyi hikmetsiz var etmemiştir. Çok hoşuma giden bir örnektir ateş. İstersen yemeğini pişir,ısınmanı sağla veya yanlış kullanım ile yangın çıkart. Aynen bunun gibi elektrik de güzel bir örnektir. Dolayısıyla endişe için de varlığı olmalı bir his diye düşünüyorum. Fakat biz bundan faydalanmak veya zararından korunmak istiyorsak özellikle ölüm korkusu olarak bize hayatı zehir etmesini istemiyorsak evvela imanlı yaşamalı ve sünnet-i seniye yi hayatımıza yerleştirmeliyiz. Çünkü sizden öğrendiğimiz üzere herşeyin ifratı şeytandan tefriti nefsi emmareden vasatı ise sünnet-i seniyedendir. İşte bu bilinçle hareket etmek ve daima dua kapısı kullanmak sanırım en güzel bir kurtarıcı olacaktır. Tüm kalbi duygularımla tekrar diyorum; ALLAHım peygamberimizden,üstadımızdan ve sizden ebeden ve daimen razı olsun inşallah.
17.08.2015