SİRAYET - 4

İnsanda içeriden dışarıya yol var ve taşınanlar var, dışarıdan içeriye yol ve taşınanlar var, ikisininde beraber aynı anda olduğu var, hiçbiride olmayan yapı var.

Hayatlanan her fikir, yaşanan her tavır, karşının alıcılığı buna karşılık veriyorsa bitamamiha bu kişi oraya naklolur. Anne babanın hallerinin çocuğa taşınması bundandır.

                Odunun içine güneş nasıl taşınmış ve girmiş, nazar ve niyet de öyle girip tağyir eder

Sirayet kainatı donukluktan kurtarıyo

Almanyadaki insanların simaları ve hatta ahlakları hayvanlarına, hayvanlardakiler de insana taşınmasına misaller çoktur. Allahualem evde köpeğin mekruh olması, onun ahlakı ile boyalanmasından insan zaman, zemin, taam ve libastan etkilendiği gibi insanda bunları etkileyip alametlerini bırakıyorlar. Eşyaya kokunun sinmesi a.s.m. efendimizin geçtikten sonra dahi olsa kokularının hayli zaman orada kalması sirayet etmesinin sırrıdır.

                Kim galipse o yükleme yapar, hafif olan etkilenir

                Bazen insan sürekli kullandığı arabaya benziyor(zihin benzetiyor)

                Girdiğimiz camilere katkı sağlayanları rahatça hissedebiliriz

Allah rasulünün devesi vefatından sonra onun mezarı önünde aç susuz ağlayarak öldü

Maddi havanın ve mekanın bozukluğu insana sirayet ediyor, insanın hali de ruhsal yanının havaya maddeye taşınması eğer maneviyatı bozuksa maddi havayı da bozuyor. İnsanların teveccühleri, manevi halleri düzgün ve iyi ise maddi havaya da sirayet edip iyi oluyor ; çünkü mevcudat insanın bilkuvve karşlığı ve açılımı, insanın haletlerine lakayt kalamaz. Çekirdektekiler ağaca, ağaçtaki meyvedeki çekirdekte ağaçtan etkilenmemesi mümkün değildir.

                İnsan çekirdek, ağaç kainat ... çekirdekteki hakikat temessül ediyor ağaç şeklinde (taşınma değil)

Herşeyin heryerde var olduğu bir dünyada yaşıyoruz, esmanın tecelliyatı ...

Eneyi aklımızla anlamayız, hatta aklı dahi akılla anlayamayız, ruhu da öyle, çünkü ruh akıldan üstte, orası (ene) artık bir fena-i mutlak, en büyük hapishane zanlarımız, hicret lazım ki meleküte geçelim dimağdan kalbe, kalpten ruha hicret etmek lazım, yine bu birimler arasında sistem var, levh-i mahfuza ,kadar konuşmak var, ondan sonra kouşmak yok ...

Sirayet değiştirmeden dönüştürmektir (vasat) , hakikat meratibini inkılab ettirmektir, buz iken su olmaktır, su iken enerji, enerji iken esir ve meratiblerinde inkılab zemini olmaktır.

ifratı ise değiştirerek dönüştürmektir

Herşeyin tefriti nefsten, ifratı şeytandandır ...

Sirayet edecek şeye seninde liyakatın yakın olmalı (4. Şuanın başı) adressiz, numarasız ne sms ne de mailler gider, bu sirayet yöntemi de apayrıdır.

 Allahın merhameti ve lütfu ilkönce Allah kendisi mü’min kullarına sirayet ediyor, daha ilerisi taayyün ve teşahhus ediyor, bazen sen de çok sevdiğin ve alakadar olduğun kişiyi hızır gibi ya rüyasına yada dimağına yada ruhuna sirayet edip onda tasarruf yapıyorsun veya sana yapıyorlar. Bu dünyada olur berzahtakilerden de olur, peygamberler gibi feyizli kutbul azamlar ... gibi olur.

                Senin emanetin sende olmayan, sana lazım olandır, değişkenlik gösterebilir ...

Bedenin dışındaki yapı bedeni etkiler, utanınca kızarmak ...

Dava arkadaşlarının münasebet-i ruhiyelerinin derecesine göre birbirlerine halet-i ruhiyeleri in’ikas ve sirayet ediyor. Aynada güneş ne ayn’dır ne gayr’dır.senin onunla alaka nispetinde seni gündelik hayatta tesir alır veya sen alırsın. Şimdi anladım ki şuuri ve ihtiyari olmayan çok in’ikasat var(barla,249). Bunun keyfiyeti dimağla alakası yok, bu şuuri veya şuursuz ihtiyarının içinde veya dışında da rahatça olan şeylerdir.

İhlas en büyük kuvvet, esma-i hüsnanın bütünlüğüdür, sırr-ı ihlas ise büyük zatların ismi azamlarının bütünlüğüdür.

Birşeyin kudsiyeti nisbetinde feyizler akar gelir, lafza sirayet eden manalar güle sirayet eden koku gibi lafız içeriği olan manaya ne kadar imtizaç ederse o kadar tesir eder.

Bir bardak buzda nihayetsiz alemler barındırdığı gibi lafızda da alemler barındırılıyor, insanın bedeni de buz gibi, nasıl ki suda buz var suda h2o, h2o da enerji, esir, madde-i hayat, ayn-ı hayat, his ve şuur, akıl ceveli, ruh ceveli, ene, mec’ul, nur-u muhammedi esma, sıfat, şuunat-ı zatiye mündemiç olduğu gibi senin ruhun bedenine galabiyeti nisbetinde şeffaflaşıyorsun (kudsi bir libas giydirilmiş) şeffaflaşma nisbetinde kudsiyet kesbediyorsun, kudsiyet nisbetinde feyizler akıtıyorsun, sen karşıya giriyorsun, eğer sende yok karşıda var ise o sana sirayet taşıyor, eğer nasibin varsa yani gönlünü ona açmışsan sen telefonu açmasan sana sms gönderemem, kaldırmasan konuşamam, kaldırma ama açıksa sana gelir, ama okumadan silebilirsin de. Telefon veya bilgisayar ekranı duygular gibidir orada girip alemleri seyredebilirsin.

                Esmanın arkası sıfattır, su esma – h2o sıfat