Kendine Ünsiyet Etmek

900 20.07.2014
İndirİndirmek içi sağ tıklayarak "Bağlantıyı Farklı Kaydet" menüsüne tıklayınız

 

NOTLARIN ORJİNAL HALİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيم

اَلاَ اِنَّ اَوْلِيَاءَ اللّٰهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَهُمْ يَحْزَنُونَ

 İKİNCİ TELVİH: Bu seyr ü sülûk-u kalbînin ve hareket-i ruhaniyenin miftahları ve vesileleri, zikr-i İlahî ve tefekkürdür.1 Bu zikir ve fikrin2 mehasini, ta'dad ile bitmez. Hadsiz fevaid-i uhreviyeden ve kemalât-ı insaniyeden kat'-ı nazar, yalnız şu dağdağalı hayat-ı dünyeviyeye ait cüz'î bir faidesi şudur ki:

Her insan, hayatın dağdağasından ve ağır tekâlifinden bir derece kurtulmak3 ve teneffüs etmek için; herhalde bir teselli ister5, bir zevki arar ve vahşeti izale edecek bir ünsiyeti6 taharri eder4. Medeniyet-i insaniye neticesindeki içtimaat-ı ünsiyetkârane, on insanda bir ikisine muvakkat olarak, belki gafletkârane ve sarhoşçasına8 bir ünsiyet ve bir ülfet ve bir teselli verir7. Fakat yüzde sekseni ya dağlarda, derelerde münferid yaşıyor, ya derd-i maişet onu hücra köşelere sevkediyor, ya musibetler ve ihtiyarlık gibi âhireti düşündüren vasıtalar cihetiyle insanların cemaatlerinden gelen ünsiyetten mahrumdurlar. O hal onlara ünsiyet verip teselli etmez.

                İşte böylelerin hakikî tesellisi ve ciddî ünsiyeti ve tatlı zevki; zikir ve fikir vasıtasıyla kalbi işletmek, o hücra köşelerde, o vahşetli dağ ve sıkıntılı derelerde kalbine müteveccih olup9 "Allah!" diyerek kalbi ile ünsiyet edip, o ünsiyet ile, etrafında vahşetle ona bakan eşyayı10 ünsiyetkârane tebessüm vaziyetinde düşünüp, "Zikrettiğim Hâlıkımın hadsiz ibadı her tarafta bulunduğu gibi, bu vahşetgâhımda da çokturlar. Ben yalnız değilim, tevahhuş manasızdır." diyerek, imanlı bir hayattan ünsiyetli bir zevk alır. Saadet-i hayatiye manasını anlar, Allah'a şükreder.

Mektubat ( 444 )

1-seyr ü sülûk-u kalbî = zikr-i ilahi

hareket-i ruhaniye = tefekkür

yani zikr-i ilahi kalbi harekete getirirken, tefekkür bir hareket-i ruhaniyedir.

2- fikir de vicdanı inşa eder, çünkü dimağ vicdanın, vicdan da kalbin birimidir.

buradan nurlu fikirlerin kalbi nurlandıracağı gibi sönük ilimlerin ise kalbi söndüreceğini söyleyebiliriz

3- “elem” ruhun inbisat etmesi için gereken bir malzeme

4- evet çok defa dosta ihtiyaç duymamız ve onlarla mülaki olmak istememiz bu taharriden kaynaklanıyor ve tabi eğer dostlar kapısından medet alınamazsa insan yalnızlığın sebep olacağı evham ve sıkıntılara düçar olabilir, bu sebeple zikir ve tefekkür böyle vakitlerde beklide daha elzemdir ki o zaman insan aşağıdaki paragrafta ifade edildiği gibi der “Ben yalnız değilim, tevahhuş manasızdır”

5- her insan böyle bir teselliye muhtaç velev ilmi derinliği dahi olsa : böyle kişilere de gerekli teselliyi verecek anlatımlarda bulunmalıyız.

6- onunla ruhunun tatmin olacağı şeyler ünsiyettir, kalbine mukabil bir kalptir.

ünsiyetlerin en camisi Allah’tır. Kısm-ı sani ile tabir edilen kadın kalbidir.

7-            Şu medenîlerden çoğunun, eğer içini dışına çevirirsen, görürsün: Başta maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır. Sîreti olur suret.

                Gelir hayali karşına, postlarıyla tüyleri. İşte şununla görünür meydandaki âsârı. Zemindeki mevazin mizanıdır şeriat...

Sözler ( 712 )

8-insanlar kendilerinden kaçmak, dahilde olmamak için bu sarhoşluğa girebiliyor

9- tefekkür ve şefkat ile İbrahimi bir moda girilir

kalbimiz her şeyi cemetmiş.  dolayısıyla her şeyi orada bulabileceğinden sana tatlı bir zevk verir. Çünkü Musa orada İsa orada, Peygamberimiz orada, kainat insan da cem olmuş.

10- dehşetle bakan hastalıklar, musibetler, tevahhuştan gelen soğukluk, her şeyin yabanileşmesi

ünsiyetin kalkması veya olmaması insanlar arasına soğukluklar, duvarlar koyuyor ki maalesef medreselerimizde öyle talebeler var ki ünsiyet kuramadıklarından dolayı hem Risale-i Nura hem kardeşlere ısınamamakla birlikte ortama çok yabancı kalıp hizmetten ve ahirete tutunabileceği bir ipten kopuyorlar. bunun gibi de yine ünsiyetin kalkması ile aile, akraba, arkadaşlık bağları da zarar görüyor. yakınlıklar içinde uzaklıklar ortaya çıkıyor. evlat en yakın olduğu annesine-babasına ne kadar da yabancı düşebiliyor. nitekim gençler haramlarla kurdukları ünsiyetten helallerle aralarına soğukluklar düşürüyorlar. yanlış ortam ve mekanlara kurulan ünsiyetler uhrevi ortamlardan uzaklaştırıyor.

 

Yorumlar

Yorum Yap
  • 02:08:49
    Kesrette Vahdaniyetini İlan... Vahdaniyet, Vahidiyet, Vahdet, Ehadiyet, Kesret, Tevhid. Osman Akkaya 3342 02.02.2024
  • 00:57:38
    İNSANLA HİÇ İLİŞKİSİ OLMAYAN MANALAR YÜKLEMİŞİZ! - 29. Söz - 11.Bölüm 851 25.04.2023
  • 00:44:55
    İNSAN HAKKINDA SÖYLEŞİ - 8 971 21.01.2022
  • 01:38:56
    İnsanın Dört Zülmeti (Yirminci Mektub) 1059 02.09.2021
  • 00:12:23
    Dikkat latifesi 2 894 11.07.2021