Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar;
ticaretlerini yapıp,
vazifelerini bitirip
ve hizmetlerini itmam ettikten sonra,
yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelal'ine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerim'lerine kavuşacaklar.
Yani, bu dâr-ı fâniden gidip dâr-ı bâkide huzur-u kibriyaya müşerref olacaklar.
Yani, esbab dağdağasından ve vesaitin karanlık perdelerinden kurtulup, Rabb-i Rahîm'lerine makarr-ı saltanat-ı ebedîsinde perdesiz kavuşacaklar.
Doğrudan doğruya herkes, kendi Hâlıkı ve Mabudu ve Rabbi ve Seyyidi ve Mâliki kim olduğunu bilecek ve bulacaklar.
Mektubat ( 228 )
Yorumlar
Yorum YapMirac risalesinde Efendimiz(a.s.m) bütün kainatın Hâlıkı ile görüşmüş diye bir mana geçiyor. Hatta Efendimiz Huzur-u İlahi'de " Subhaneke ma arafneke hakka ma'rifetike Ya Ma'ruf! " diye de söylüyor. Her ne kadar insan layık olmasa da bizzat Cenab-ı Hakk'ı yani KENDİ HÂLIKI'nı değil BÜTÜN KÂİNATIN HALIKININ KİM OLDUĞUNU BİLMEK VE GÖRMEK İSTİYOR(UM). Bu istek bu halimizle nasip olur mu acaba? Gerçi bir yandan kendi kendine madem istemeyi vermiş vermeyi de ister diyorsun ama nasıl olacak?
01.04.2015