Halet- 4 (Enfüsi)

1614 26.06.2014
İndirİndirmek içi sağ tıklayarak "Bağlantıyı Farklı Kaydet" menüsüne tıklayınız

NOTLARIN ORJİNAL HALİ İÇİN TIKLAYINIZ

ecza-yı kâinat onun efradı hükmüne ve kâinat ise, nev'i hükmüne geçer  Lem'alar ( 338 )

Haletlerin zemini mahiyettedir.

halet, ağacın çekirdekle olan alakasının onda tezahürü gibi, kainat ağacının çekirdek-i aslisi olan insanın bu ağaçla olan münasebetinin kendindeki tezahürüdür. Yani cennetin sana yaptığı yapılandırma, çiçeğin, suyun bana etkilediği gibi ortaya çıkan elbiseler.

mahiyet-i insaniye birdir, inkisamı gayr-ı mümkündür.

İnsan hakikat-ı muhammediye cihetiyle kainatın çekirdek-i aslisidir.

çok acayip bir bakış, buradan “halet”in kainatla, yaratılışla, fıtratla olan ilişkisinin ne kadar kuvvetli olduğunu anlıyorum. bir anlamda her şey her şeyle bağlıdır düsturunu da yansıtıyor. öyleyse haletler bu bağlantılardır diyebiliriz. “cennet haleti” cennetle olan bağlantıdır mesela. insan mahiyetindeki cennetle bağlantı kurmuş ve cennet haleti ortaya çıkmıştır.

Haletler ruha malzemedir. Ruh kendini motive edip kemalatına gitsin diye verilen malzemelerdir. İlle ruhun uyanmasından çıkan atmosfer değil.

yani ille dışarıdan çıkanlar değil. harici bir esbap haletimizi değiştirebilir. yani giydirilen elbise demektir. elbisenin kendisi. veya haricen atmosferin insanı etkilemesi değil ruhun kemalatı için verilen malzemelerdir halet.

buradan “halet” dediklerimizi kullanabileceğimiz anlaşılıyor aslında. halet için “elbise” denildi ki insanların yaptıkları işe veya kendi karakterlerine veya bulundukları ortama göre elbiseleri farklılık gösterir, öyle icab eder çünkü. bir işçinin baret takması, sporcunun eşofman giymesi, siyasetçinin takım elbise giymesi, imamın cübbe giymesi gibi duruma göre insanlar muhtelif elbiseler giyiyor ki içinde bulundukları durum bunu gerektiriyor. yine mesela ben koşacaksam spor ayakkabımı giyerim. aynen bunlar gibi manevi elbiseleri de kullanabiliriz öyleyse. takva elbisesi, ilim elbisesi, zikir elbisesi, tefekkür elbisesi, seyyah elbisesi, talebe-i ulum elbisesi gibi gibi ya da seyyiat elbisesi, öfke elbisesi, firavunluk-nemrutluk elbisesi, zulüm elbisesi  gibi elbiselerden bahsedebiliriz ki herkes kendi yakışanını giyer ki işte bu halettir. tabi giymek istediğin elbisenin dolabında olması lazım, yada onu çarşıdan alabilecek ücretini karşılaman lazım. şimdi burada bahsedilen iki durum var : 1- ya bu elbise içinde bulunduğun durumdan dolayı ortaya çıkmıştır 2- dışarıdan sen alıp giymişsindir. bu başlıkta 2. durumu ele alıyoruz. “ruhun kemalatına malzeme” denildi. öyleyse ben bana lazım olan malzemeyi almalıyım, onu giymeliyim, yani kullanmalıyım. örneğin “ders çalışma haleti” lazım, bu elbiseyi bu haleti giymeliyim. bu olduğu zaman ders çalışmak da kolaylaşır. öğrenciler hep şikayet eder mesela “ders çalışasım gelmiyor” diye çünkü o halet yok, o elbisesi yok, “ayakkabım yok koşamam, top oynayamam gibi bir şey bu” işte öğrenciler o haleti tedarik etmek için mi kalabalık kütüphaneye giderler yoksa? çünkü oradan halet yüklemesi yapıyor. diğer ders çalışan haletini ediniyor, hariçten elbise giyiyor ve ders çalışma kolaylaşıyor. bana “huzur haleti” “cennet haleti” lazım diyorsam huzurun hazır olduğu yere gitmeli ve o elbiseyi giymeliyim. öyle insanlar var ki cennet gibidir, onlardan ünsiyet almak demek olan halet ile giyinmeli…

Cehennem'den beterdir, ondan daha muhriktir, ruhumuzu eziyor. Zira o şeş cihetten ki onlara baş vurduk. Öyle halet almışız.  Sözler ( 741 )

Cehennemin malzemeleri :

 

1.       havf

2.       dehşet

3.       acz

4.       ra’şet

5.       kalak

6.       vahşet

7.       yütm

8.       yeis

 


bu adem-i vücuddur. bunu kaldıran senin cennetindir. o cennetten daha güzel bir cennettir bu.

işte o cennet ise :

1.       Allah’ iman etmek è havfı kaldırır

2.       Allah canibinden kudretin azameti altından bakmak è dehşeti kaldırır

3.       sonsuz kudrete ayine olmak, ayine-i samed olabilmek è aczi kaldırır

4.       kendinin güvende hissetme ve sahiplilik, yani sahiplenilmişim è ra’şeti kaldırır

5.       Ahirete iman etme şuuru è kalak’ı kaldırır

6.       imandan gelen teslimiyet, fili İslamiyet è vahşeti kaldırır

7.       bir şeye ait olduğuna iman etmek è yütm’ü kaldırır

8.       ümit è yeis’i kaldırır

Sözler 741, 363  Emirdağ L. II 244, 368

Bu haletin başka bir özelliği ise birbirine sirayet etmeleridir. Ondakiler bana bendekiler de ona sirayet ediyor. adeta birbirleriyle bağ oluştururlar ille insan da olan değil zihayatlarda da var olan birbirleriyle olan bağlantıdır.

Emirdağ L. I 91, 17. Defter 367

yani kedi kedilerle, köpek köpeklerle veya bitkilerde.

misin yanında duran mis kokar misali …

 

o halet-i ruhiye bize ihsan edilmişti…Emirdağ Lahikası-1 ( 55 )

Halet sırf haricin insanı aktif etmesinden çıkan veya hassasiyet-i ruhiyenin durumu değil ihsan-ı ilahi olarak Allah c.c. sana esbapsız giydirdiği libas gibidir.

çok şükür … O sevdirmeseydi acaba sevebilir miydim, O içime bunların merakını koymasaydı acaba öğrenebilir miydim, O bana kendisine dua etme haletini vermeseydi nasıl dua ederdim, hiç kurtulamamaktan ve beni zarar götüreceğinden korktuğum uzun süreli haletlerin ani ve def’i olarak hiçbir sebep gözükmezken haletimin değişerek hayatımda inkılaplar gerçekleşmesini şimdi daha iyi anlıyorum…

 

Hem de birbiri içinde yani şuunat-ı zatiyenin, sıfatın ve esmanın ayrı ayrı cilveleri nakışları  ve cemallerinin sana giydirdikleri manevi libaslar imiş. birbiri üstüne ayrı ayrı işlevleri var. insanın paltosundan atletine kadar, veya bedeninden hayatından his ve şuurundan ila ahir ta eneye kadar birbiri üstünde ve içine giydirilen libaslar gibi haletler giydiriliyor.

evet öyleyse maddi nefsi emarenin bize giydireceği süfli haletlerden ta ruhun ve şuunat-ı zatiyeden olan ulvi haletlere kadar çok dairelerden çok haletler var. her biri birer ayrı çarşı pazar gibi hepsinde farklı haletler satılır. herkes kametine göre zevkine göre o çarşılara uğrar ve haletini giyinir. evet manavda kırtasiye malzemesi aranmayacağı gibi ulvi hisleri ve haletleri de sufli dairelerde bulamayız.

 

… inşirah-ı sadr nuruyla başka bir halete girip…Sikke-i Tasdik-i Gaybi ( 58 )

Her halet kendini kendisiyle göstermez, başka suretlere libaslara girerek gösterir. bedende ve cisimde kendine uygun malzemeleri aktif ederek gösterir.

aysberg’in görünen yüzü gibi, oysa büyük buzdağı olan halet suyun altındadır

zayıf noktalardan sana gösterir.

zaaf-ı iman kendisini günaha muhatap olma ile gösteriyor

yani haletler gölgeler gibidir, görünen yüzü başka olabilir, dışavurumları değişiyor. bu konu çok geniş aslında psikoloji hemen her noktada buna temas ediyor olabilir, Hasan abi çok derslerinde bir psikolojinin insandaki dışavurumu yani davranış olarak nasıl yansıdığını anlatarak buna örnekler oluşturur.

 

O karanlıklı insan âlemi içinde çok âlemler bulunan umumunu ışıklandırdılar, şenlendirdiler. Cehennemî haletleri dağıtıp, nuranî âhiret âleminden pencereler açıp o perişan insan dünyasına nurlar serptiler.Hutbe-i Şamiye ( 12 - 13 )

insanı alemlere taşır. o alemleri insana taşır. hem o alemlere pencere olur. O anda hangi halet hakimse insana insan onun içine giriyor. Çünkü bütün şecere-i hilkat onun açılımıdır.

evet güzel hakikatlerin güzel haletleri bize taşındığını o hakikatin o haletin yaptığı tesirden anlıyoruz. yani mesela üstadımın “Cehennemî haletleri dağıtıp” dediği gibi bir sıkıntımızın giderilip ferahlamamız gibi haller de bunu ispatlıyor. cenneti halet alemimize taşındığında cehennem haletini tard ediyor. öyleyse ben de cehennemi, nefsani, şeytani, cinni haletler geldiğinde cenneti, ulvi, uhrevi, meleki haletleri davet edeyim ki o haletler kaçsınlar veya kovulsunlar.

 

 

 

…. elinin i'damına" hükmeden  اَلسَّارِقُ وَ السَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا اَيْدِيَهُمَا

âyetini hissedip işitir gibi iman ve itikadı heyecana ve hissiyat-ı ulviyesi harekete gelir. Ruhun etrafından, vicdanın derin yerlerinden, o sirkat meyelanına hücum gibi bir halet-i ruhiye hasıl olur. Hutbe-i Şamiye ( 77 )

Halet bir şeyin ahiri başka bir şeyin evvelidir, yani berzahtır.  (19. defter 91 de izahı var.)

yani bir şeyin neticesi iken başka bir şeyin başlangıcı olmuş.

ağacın neticesi olan çekirdek başka bir ağacın baharının mukaddimesi olan çekirdektir aynı zamanda.

Hutbe-i Şamiyedeki örneğe dikkat edecek olursak hırsız henüz hırsızlık yapmadan sanki elinin kesilmesini yaşıyormuşçasına heyecana geliyor. yani ahirden evvele yükleme yapılıyor. garip bir şey gerçekten : bazı şeylerin neticesini yani ahirini elde etmiş gibi başlarız bazı işlere. evvelde ahir vardır. ahir evvel olmuştur. bu olumlu ve olumsuz durumlarda da geçerli anlaşılan : öyle insanlar var ki hakikatının dışında olarak elde etmediği bir neticeyi elde etmiş gibi o neticeye giden yolda olup kendini kandırıyor. zavallı adam kendini meşhur haletine sokmuş ne lüzumsuz meşguliyetlere girişmiş. zavallı insanlığımızın yapmacık gülüşleri ve yapmacık mutlulukları … ama olumlu durumlar içinde bu mantık olabilir : rıza-i ilahiye nail olma haletiyle rıza-i ilahi yolunda olmak da var. hatta bu belki kör hissiyatla mücadele için kullanılabilir ki bir anlık hislerle yapılan eylemlerin neticesi haletine girip ondaki elemi tadıp hemen ondan vazgeçilebilir, gerçi zaten neticesini görmediği için bu hissiyata “kör hissiyat” denilmiş ama bir yerde de şöyle geçiyor “İnsanların hayat-ı içtimaiyesinde en kuvvetli medar olan gençler, delikanlılar, şiddet-i galeyanda olan hissiyatlarını ve ifratkâr bulunan nefis ve hevalarını tecavüzattan ve zulümlerden ve tahribattan durduran ve hayat-ı içtimaiyenin hüsn-ü cereyanını temin eden; yalnız Cehennem fikridir.” yani cehennem neticesi, cehennem haleti ile durdurulabilir. nasıl ki adam daha dehşetli bir kavgaya tutuşmadan ateş kesilir haleti cehennem olur ; işte ahir evvel olmuştur. öyleyse hizmet-i imaniyenin neticesini düşünüp evvelindeki her şeye tahammül etmek lazım beklide. yani neticesindeki haleti muhafaza etmek lazım.

 

mesnevi-i Nuriye 255 :

ister istemez

ð  tevahhuş

ð dehşet

ð  telaş

ð  havf

mürekkeb bir halet-i cehennemnümun ve ciğerşikâfe düşecektir. 

 

demek mürekkebin de haleti oluyor. her biri bir haleti oluşturduğu gibi dördünden bir mürekkeb halet de oluyor. bu mürekkeb halet kişinin cehennemini oluşturuyor.

Ki yapılmış o halet, hem havf ile dehşetten, hem acz ile ra'şetten, hem kalâk ve vahşetten, hem yütm ve hem yeisten mürekkeb vicdan-sûz.Sözler ( 741 )

cehennemden beter olan her biri değil bunların birleşiminin hülasasıdır.

ortaya çıktığında insanı içine alandır halet, fanus gibi.

beden fanusundan çıkmak lazım.

 

insanda bulunan her bir istidadın ortaya çıkmasındaki berzah. yani hariç ile insan arasındaki berzah, balon gibi. bazen

mahrem çap : insan etrafındaki 1.5 m gibi bir çap bu alana girmek saldırganlık gibi algılanabilir.

 

bazen hariç insanı, bazen de insan harici etkileyip senin hususi bir alanını berzahını oluşturuyor. umumi dünyadan hususi dünyanın hududlarıdır.

 

Demek sırat-ı müstakimden ne kadar uzak düşse, o derece nisbeten şu halet tesir eder, vicdanı bağırttırır. Her lezzetin içinde elemi var, birer iz. Sözler ( 744 )

Evet herşeyi hikmet ve intizamla gören Sâni'-i Hakîm'e itikad etmezse ve alel-amyâ tesadüfe havale ederse ve o beliyyata karşı elindeki kudretin adem-i kifayetini düşünse; tevahhuş ve dehşet ve telaş ve havftan mürekkeb bir halet-i cehennem-nümun ve ciğerşikâfta kaldığından eşref ve ahsen-i mahluk olan insan, herşeyden daha perişan olduğundan nizam-ı kâmil-i kâinatın hakikatına muhalif oluyor. İşte nokta-i istinad... Evet melce' yalnız marifet-i Sâni'dir. Muhakemat ( 120 )

sırat-ı müstakimden ne kadar ayrılırsan o nisbette cehennemi dünyaya düşersin. senin dünyadaki bu hususi cehennemin bu saymış olduğumuz on sıfat

 

iman da bir halettir. Allah c.c. canibindeki yönü hidayettir. Bunu insan onaylarsa imandır. İman da realitedir, mahluktur ve vücud-u haricisi vardır. Nurdur iman, kuvvettir iman. Buna da halet diyoruz. Ruh imanla beslenir. Ceset de ruhla lezzetlenir. İman sırf sana verilen enerji yumağı değil aynı zamanda verene karşı açılan koridordur.

insan canibindeki yön ise iman, yani insan hidayeti onaylarsa iman olur. dışarıdan güneş vurur, perdeleri açarsan güneş girer, açmazsan girmez.

 

insan da öyle bir latife öyle bir halet vardır ki o latife lisanı ile her ne sual ederse velev ki fasık da olsa Cenab-ı Hak o latife hürmetine o matlubunu yerine getirir. O latife bana pek uzaktan göründüyse de teşhis edemedim.  Mesnevi-i Nuriye ( 240 )

halet, latife değil. o latifenin lisanı var üstadım teşhis edememiş. Cenab-ı Hak o latifeye çok değer veriyor, kıymet veriyor. O latife hürmete değer imiş, nasıl bir yerdeki üstadım bile “teşhis edemedim” diyor.

 

Zaman cismaniyetle alakadar. halet zamanı genişlettirip, darlaştırıyor. Zaman mahluktur “dehr” ismine dayanıyor. Zaman kişiden kişiye değişiyor. Zaman inbisat edebiliyor. ruh esma, sıfat, şuunattan geldiği için esmanın tesirinden de çıkabiliyor. zaman da esma olduğundan zaman ruhu kayıtlayamıyor. ruhu cismaniyetine galip evliyaların işleri sür’at-ı ruh mizanıyla cereyan ediyor. zaman genişleye genişleye bir ucu ezele bir ucu da ebede uzanabilir. o zamanda zaman kalkar.

bazen bir  halet açılır ki senelerdir kazanamadığını o anda kazanabilirsin. ders dinlerken mesela …

bir çınar ağacının çekirdeğinde o çınar ağacının 500 seneki sonra hali olduğuna göre çekirdeğin içinde zaman yok, o çekirdekte o kocaman ağaç dahi olduğundan mekanın olmadığını da söyleyebiliriz.

 

haletlerin ruhu niyetlerdir. niyet ölü ve meyyit olan haletleri ihya eden ve canlı hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur. o zaman niyetler è haletleri, haletler è hisleri, hisler è duyguları, duygular è fiillerimizi değiştiriyorlar. Bir düşün ki insanın %76sı su, bunu niyetle, haletle, düşünce ile, dua ile, nazar ile değiştiremez misin.

evet niyet alındığı zaman onun haletini davet ediyorsun ve o haletle hem-hal oluyorsun. böyle olunca senin istidatlarının hassasiyetlerinden bir anlamda sıyrılabiliyorsun. oruç haletine girmek nice tiryakileri disipline edebiliyor. işte sen de ey nefsim! korkma, endişelenme, hizmete mani olan haletini çıkar hizmet haletini giyin, yani niyet et ki giyinesin, o zaman gerisi kolay olacaktır.

 

bulunduğun zemini sorgula, senin haletine ciddi katkılar yapıyor.

nerden geldim? (nokta-i istinad) nereye gidiyorum? (nokta-i istimdad) burası neresi? ben kimim ? hayatını sorgulayanların hayatı kalitelidir.

 

Haletleri mahiyetimize koymuş. Halet bir histir. hissin ismidir. Bir iştir, bir hatıradır. Aklının kalbinin ve ruhunun içine girebildiği zemin. İnsanı ötelere taşıyan kara delikler gibi.

yani her bir esmanın bize bıraktığı çekirdek, bir eylem ile düğmesine basılmışçasına aktif olur. karadelikler : yutuyor, her bir esmanın adem-i vücudları

Madem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünki çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. Nasıl küçük bir cam parçasında; gök, yıldızlarıyla beraber içine girip garkoluyor. Hardal gibi küçük kuvve-i hâfızanda, senin sahife-i a'malin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi; çok cüz'î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiab eder. Lem'alar ( 136 )

haletler senden çıkıyor, fakat geri gelip seni içine alıyor duman gibi. odundan çıkıyor hem odun hem ateş.  çıkınca da odunu içine alıyorlar. odundaki ısı (bilkuvve) yanınca karşıya taşınıyor. o çıkanın içine odunu alıyor. o ısı ışık duman ve ışınlar odunun halet-i  ruhiyeleri içi dışında dışı içinde garip fiiller.

odundan kasıt sensin, çıkan duman halettir. halet seni içine alıyor. odun yaşsa dumanı çoktur nuru azdır. odun kuruysa dumanı azdır nuru çoktur.

 

günahların sevapların ortaya çıkmasındaki durumuna halet deniyor. güneş veya sıcak kaynak sıcağı yaydığı gibi buz ve soğuk kaynak soğuğu yayıyor klima gibi hem sıcağı yayıyor hem soğuğu. Klimadan çıkana klimanın haleti denir. karşıya etkisi direkt değil çıkan kişinin içine girdiği havuz , balon gibi. sen bunun içinde yaşıyorsun, bunun adı halet.

 

nasıl ki bahar, kış zeminin içinde girdiği gibi haletler de böyle. harici haletler seni içine alıyorlar. hatta senin bazı taraflarını değiştirmene yardım ettikleri gibi bazı haletler sana rağmen seni değiştiriyorlar veya inşa ediyorlar.

 

Halete misal bombanın patlaması gibi…yani ağacın çekirdeğe, çekirdeğin ağaca dönüşmesi gibi.

 

halet 3 ayrı halde yaşayabilir. ifrat, tefrit, vasat. işte her bir his ve duygunun bu modlardan birinde olmasına halet deniyor.

 

bir haletin tesirinden çıkmak için başka bir halete girmen lazım. mesela namaz haleti çok harika bir vesiledir bu iş için. düşünceler de haleti ortaya çıkarıyor. düşüncenin kendisi halet oluyor, enerji ortamı oluşuyor.

 

sanki bulut gibi halet. bazen kapatır bazen rahmeti getirir. bazen battaniye olur insana. senden çıkıyor sonra gelip seni içine alıyor. evin içindeki pencere gibi halet. pencereden dışarıya ve dışarıdan içeriye geçişlerin olduğu zemin.

Yorumlar

Yorum Yap
Nurdersi.com

indirme linki düzeltilmiştir

01.07.2014
Ziyaretci

indirme bozuk düzelteilir misiniz

01.07.2014
abdullah

Hocam, külliyattan istihraç ettiğiniz şecere-i hilkat haritasındaki her makamın haletini de tesbit ederseniz, herhalde harita tamama yakınlaşacak diye düşünüyorum. Mesela 4.şuanın haleti: 5 çeşit gurbetler içinde eğer "Hem.. hem.." ler ile başlayan kısımdaki vucüd dairelerini hissediyorsan, Baki-i Zülkemale intisab etmişsin demektir. Eğer Kosturmadaki uzun karanlık gecelerde yalnız kalıp hayat-ı içtimaiyeden çekilmek istiyorsan, intibah-ı ruhi başlamış demektir(Herkesin Kosturması kaderle farklı verilebilir, ama hakikati aynıdır). "Halet"ler ile onların açtığı vucüd dairelerini tesbit etmek.. burda herkes kendi külliyatını ruhuyla yeniden telif edebilir, ya da külliyatı kendi ruhuna baştan nakşeder. Ruh külliyatı yazar ya da külliyat ruha yazar, emir ve kelamın birbirine inikasıyla hakikat inkişaf eder.

28.06.2014
yusuf temiz

Hasan Abi çok büyük bir iş yapıyor, bu dersleri yapmakla Risale i Nuru bir program olarak kullanacaklar için bir basamak oluşturuyor, inşaallah bir mübarek insanda çıkar abimizin analizlerini bir yazılıma dönüştürerek bizler için Risale i Nuru büyük bir küreye çevirerek yazılım üzerinden Nurları kavramak imkanı gelir, böylece konular ve bağlantılar dosyalanarak İman Hakikatları ve sair konular dahada komprime ve sunulabilir hale gelir, vs . Hasan abi böyle bir kapının açılmasına vesile olduğunuz için Cevşeni Kebirdeki duaları Allah cc sizin için şu mübarek günde kabul buyursun , çok sağolun. sa.

27.06.2014
Nurdersi.com

indirme linki eklendi

26.06.2014
  • 00:02:57
    Ölmeden Önce Ölünüz Hadis-î Bilmana 2026 22.04.2021
  • 01:00:47
    26.Lemanın 11. ricası -1 1017 02.03.2020
  • 01:10:23
    Hapishane haletim aynasına düşen manalar -8 1017 07.02.2019
  • 00:45:08
    Herşeyde iki cihet var.Senin gördüğün gibi şer değil... 2149 02.12.2018
  • 01:35:32
    Hapishane Halet-i Ruhiyem Aynasında Gözüken Bir Kısım Manalar -5 1608 27.11.2018