Bir alıntıyı nakletmek istiyorum.
İmam Gazali, “İhyau’l-Ulum” adlı eserinin “Muhabbet ve Şevk” bölümünde normal prensiplerin dışında fedakârlık örneğini veren takva sahiplerinin harika takvalarını gösteren, Allah’a karşı ve müminlere karşı besledikleri harika sevgi ve fedakarlık örneklerine yer vermiştir. Aynı yerde Zebur’dan şu alıntı da yapılmıştır:
“Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Cennet arzusu veya cehennem korkusuyla bana ibadet eden kimseden daha zalim var mı? Acaba, cennet ve cehennem olmasaydı, ben yine de itaat edilmeye layık değil miydim?”
Çok etkilendiğim bir meseledir. Evet Bizler hedefimizi büyütmeliyiz bu nasıl olur? Dendiği gibi yaşayarak ancak Rıza ilahiye kavuşabiliriz. Daha önceki gün derste Hiç ender hiçim cümlesini bu gün tefekkür ederken tevafuk oldu şu anki ders.
15.03.2015
Muhammed Numan ÖZEL - Yozgatnur
Mağara hadisesi Riyazüssalihinde geçen en uzun hadislerden birisidir.
4960 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında:
"sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi:
"Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını beklliyordum. Derken şafak söktü:
"Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!"
Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi.
İkinci şahıs şöyle dedi:
"Ey Allahım! benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüzyirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada:
"Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim.
Ey Allah'ım, eğer bunları senin rıza-yı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar."
Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı.
Üçüncü şahıs dedi ki:
"Ey Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret olan) ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve:
"Ey Abdullah! bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de:
"Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve ve köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam:
"Ey Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar:
"Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü.
"Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi. Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler."
Buhari, Enbiya 50, Büyü' 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Dâvud, Büyû' 29, (3387).
07.03.2015
fatih
S.A. Hasan agabey çok güzel bir ders oldu agzına saglık.ALLAH C.C istemenin ve nail olmanın bedeli olan çok agır imtahanları ve vartaları bizim hakkımızda en az zararla tamamlamayı hepımıze nasip etsin amin S.A.
02.03.2015
00:45:16
NİSYAN-I NEFS İÇİNDE NİSYAN ETMEMEK! | MÜHİM PARÇALAR -1521511.10.2024
00:41:47
KEŞİF KERAMET ARAMAMAK!23726.09.2024
00:36:40
BİRBİRİNİZİN KUSURUNA BAKMAMAK AFFETMEK! | MÜHİM PARÇALAR -1352621.09.2024
Yorumlar
Yorum YapBir alıntıyı nakletmek istiyorum. İmam Gazali, “İhyau’l-Ulum” adlı eserinin “Muhabbet ve Şevk” bölümünde normal prensiplerin dışında fedakârlık örneğini veren takva sahiplerinin harika takvalarını gösteren, Allah’a karşı ve müminlere karşı besledikleri harika sevgi ve fedakarlık örneklerine yer vermiştir. Aynı yerde Zebur’dan şu alıntı da yapılmıştır: “Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Cennet arzusu veya cehennem korkusuyla bana ibadet eden kimseden daha zalim var mı? Acaba, cennet ve cehennem olmasaydı, ben yine de itaat edilmeye layık değil miydim?” Çok etkilendiğim bir meseledir. Evet Bizler hedefimizi büyütmeliyiz bu nasıl olur? Dendiği gibi yaşayarak ancak Rıza ilahiye kavuşabiliriz. Daha önceki gün derste Hiç ender hiçim cümlesini bu gün tefekkür ederken tevafuk oldu şu anki ders.
15.03.2015Mağara hadisesi Riyazüssalihinde geçen en uzun hadislerden birisidir. 4960 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında: "sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi: "Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını beklliyordum. Derken şafak söktü: "Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!" Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi. İkinci şahıs şöyle dedi: "Ey Allahım! benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüzyirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada: "Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim. Ey Allah'ım, eğer bunları senin rıza-yı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar." Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı. Üçüncü şahıs dedi ki: "Ey Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret olan) ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve: "Ey Abdullah! bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de: "Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve ve köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam: "Ey Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar: "Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü. "Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi. Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler." Buhari, Enbiya 50, Büyü' 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Dâvud, Büyû' 29, (3387).
07.03.2015S.A. Hasan agabey çok güzel bir ders oldu agzına saglık.ALLAH C.C istemenin ve nail olmanın bedeli olan çok agır imtahanları ve vartaları bizim hakkımızda en az zararla tamamlamayı hepımıze nasip etsin amin S.A.
02.03.2015