Vahiy iki çeşit

Ve aleykum selam canım kardeşim.. Cebrailsiz,Peygambersiz olur mu..? Yani Kelam sıfatından olan kuran-ı aziimuşan senin dimağını inşaa,kalbini ihya ettikten sonra kainattaki mevcudatı tefekkür etme makamına çıkıyorsun.Ama bu tefekkür sana ait.Kimsenin haberi olmuyor.Mevcudat ayetlerini okuyorsun.. Vemin ayatına dediği mevcudat ayinelerinde görünüp gözükene şahid oluyorsun.Dimağ Dersleri dinlersen daha açık anlayacaksın.. Allah cc razi olsun.

Selamün aleykûm ağbim. Bizim ilmimiz her ne kadar sizlere lutfen ikram edilen ilme kıyasen çok noksan olsa da (haddimizi aşmadığımızı zannederek müsaadenizle söylüyorum)bu levhada bir iki nokta benim hayretimi mucib oldu. Şöyle ki: 1.Cebrail ve Rasül olmazsa kâinattaki kevnî ayetleri okuyabilse de bir kişi bunlar olmadan çok nakıs olacaktır herhalde. Zîra Sokrat ve Eflatun iman ehli iseler bile bu kaynaklardan içmemişlerse bilmem ki âmi bir mü'min derecesinden ne kadar teâli edebilmişlerdir, kâinatı kıraat melekeleri ne kadar inkişaf edecektir.. Saniyen burada kasdınız ve ifadeniz doğru olsa bile bu kadar dumanlı havada M.İsyanoğlu gibi müfterilere prim vermiş olmaz mısınız? Verilmek istenen mânayı pek çaba sarfetmek istemeyen âvamı nâsın enzarına sunmanız muvafık mıdır? Salisen, gözden kaçan vahiy mertebelerini 46 cüzden olan Nebi'nin rü'ya-yı sadıkasını, 'Nahl'e edilen vahyi ve sair aksam-ı vahy neler ise onları da zikretseniz ve Risale-i Nur ifadesi yerine umumi mânayı deruhte edecek kelimatı zikretseniz daha muvafık olmaz mı? Selâm eder hürmetle ellerinizden öperim..

SA. Abi, Bu şemadaki bazı cümleleri hakikatle tevfik edemedim. Yanlışsam tashihini rica ederim. Ben şöyle biliyorum: İnsana hikmet verilince, insan mevcudatın lisanını öğrenir ve her alemdeki ayetleri -mertebesine göre- okuyabilir. Bu okuduğu her mana/hikmet/mertebe-i esma, Cebrail(AS)'ın, Peygamberler(AS)'ın okuduğu mana mertebesinden birine tekabül eder. Yani insana hikmet verilince o artık Cebrail(AS), peygamberlerin idrakine -külliyeti ne kadarsa- tevafuk eder; onların adımlarını takip eder hale gelir. Aslında yolu Cebrail(AS) melek mahiyetiyle, peygamberler(AS) da insan mahiyeti ile açmış ve baştan sona kat etmişlerdir; hikmet verilince insan bu Miraca dahil olur. Bu mana ve hikmetin tamamı da kelam-ı ezeli olan Kur'an'da mündemiçtir. Lahut alemdeki Kur'an, mahluk alemlerde şuur karşılığı olarak Cebrail(AS), peygamber mahiyetleri.. olarak karşılık bulur. Alem-i kevnde de kainat kitabı olur. Böyle biliyorum inşallah. Şemada: "Bu ayetleri okuyabilmek için ne peygamber ne Cebrail lazım".. ifadesi tadile muhtaç gibi geldi. Zaten peygamber ve Cebrail(AS)ın mahiyetinin içinde bir yerde iken, onların şuurlarının bir cüz'üne çıkabilmişken,, nasıl kendini ondan müstakil zannedeceksin.. Bu anca galat olur diye düşünüyorum. Çünkü biz nur-u Muhammedi(ASM)'dan bağımsız değiliz ki.. olduğumuzu sandığımız an ademdir.. O nurun yüksek bir külliyetle inkişafı olan Cebrail ve peygamberlerin(AS) mahiyetinden de bağımsız değiliz. O sebeple onlara iman edebiliyoruz, yani kendi mahiyetimizle onları tasdik edip bağ kurabiliyoruz, aslımıza dönüyoruz. Nasıl müstakil olacağız..?