3 çeşit hastalık ve yalnızlık

maşaallah... öyle muhteşem izahatı yapılmış ki. abi biz hamd olsun düzenli okuyanların sorunu ervahı habise diye düşünüyorum bende. o kadar çok terk edilmesi gereken şey var ki.. Afakta terk etmeyi başarıyoruz belki ama enfüsi alemimiz çok dağılmış durumda.İctimai hayatın etkiside büyük tabi... yıllardır aradığım bir soruya su yazınızla cevap buldum cok sukur... aynı iş yerinde hayatta nefret ettiğim bir dönemde işimi yaparken yanlız başıma, müzikler, filmler vs vs eşliğinde çalıştım. Daha sonra aynı oda da bu defa dersler , risaleler , kuran eşliğinde çalıştım. Zıtların çarpışması olsa gerek veya odaya sinen sirayetler olsa gerek aradığım huzuru bir türlü yakalayamıyordum... Aynı okumalarımı evimde yaparken daha huzurlu iken iş yerinde neden boğulduğumu çözdüm sanırım... Abi iyi ki varsın.. Cansın... Şu kısmı da aşağıda yazayım... "Bak, sana gizli bir şey de vereyim: benimle konuşurken, ben de konuşurken (binada dahi olsan) orası daha önce arsa iken, arsa değil tarla iken, Adem (asm)’dan beri kimler orada bulunmuşsa (cinler ve şeytanlar da dahil) hepsi birbiri üzerine bindirilmiş, var orada. Geçen bir hâlette beni havada gezdirdiler -şu gördüğün hava var ya, hava zannediyorsun.. Şöyle bir oda düşün: cep telefonun içindeki diyotlar, kablolar, manyetik alanlar, eski radyonun içindeki kablolar vs. Böyle karmakarışık bir oda düşün tamam mı, hiç bir boşluk yok. Aynı, hava alemi de böyle. Sureti hava. Her şey birbirine bindirilmiş. Sen Münih’ten Antalya’ya geldiğin zaman hemen düzelmeye başlamanın sebebi; insanı bloke eden: zaman, zemin, taam, libas ya.. Zaman, zemin demek: yaşın ve bulunduğun mekanın orada daha önce yapılan muameleler de sana sirayet ediyor. Mesela adam sigara içiyor, sana sirayet ediyor. Osmanlı bina yapıyor, Osmanlı kokuyor vs"